5.Kolordu Kumandanı General Fevzi Çakmak’a bağlı 17.Alayın altın kalpli kahraman Kumandanı Yarbay Hasan Bey….O Hasan Bey ki; 11 Temmuz günü ŞEHİTLER BAHÇESİNE GİRERKEN, KENDİSİNİ ALLAH’IN SON PEYGAMBERİ HZ.MUHAMMED’İN(S.A.V) BİLE BİZZAT KARŞILAMAYA GELDİĞİ ŞANSLI VE ŞANLI BİR TÜRK SUBAYIDIR.
11 Temmuz 1915 günü Fransızlar Kanlıdere, Kerevizdere istikametlerinden Alçıtepe’ye doğru büyük bir saldırı başlatırlar. Sayısız zırhlının denizden top atışı desteğinde çok kanlı ve zalimce bir saldırı…YOK ETMEYE GELENLERLE VAROLMA MÜCADELESİ VERENLER ARASINDA ÇOK KANLI BİR BOĞUŞMA BAŞLAR. ET VE KEMİK ATEŞ VE ÇELİĞE YİNE ÜSTÜN GELMİŞTİR.
Cepheyi demir tarlasına çevirenler yenilip kıyıya kadar kaçmışlardır. Cephe sakinleyince de insanlık görevi başlamıştır. Kendi şehit ve yaralılarımızın yanında özellikle Fransızların yaralı olduğu için bırakıp kaçtıkları askerlerinin tedavi işi de bize kalmıştır. Her alay kendi bölgesinde yaralı ve ölülerini toplama işine koyulur. 17. Alayın savunma alanı Kerevizdere ile Kanlıdere arasındaki boyun kısmıdır. Alay Kumandanı Yarbay Hasan Bey de bizzat yaralıları toplama işine nezaret etmektedir. İnsanlık icabı Türk askerleri Fransız yaralılarını hiç ayırt etmemektedirler.
Ama düşman, düşmanlığını yine de yapar. Ağır yaralı rolü yapan bir fransız askeri ansızın fırlayıp belinde sakladığı kasaturasını Alay Komutanının göğsüne saplar. Onun hayatını kurtarmaya çalışan bir insanın hayatına kastetmiştir. Yarbay Hasan Bey’in göğsünden oluk gibi kan boşanmıştır. Merhamet taşıyan bağrında al bir gül açılmıştır. Bir anda yere yığılır kalır. Sadece “VALLAHİ ORAYA KÖTÜ NİYETLE GİTMEMİŞTİM…”cümlesi dökülür dudaklarından………………..
17.Alay Komutanının etrafında subayları,erleri “ÖLME KUMANDANIM, NE OLUR BİZ ÖLELİM DE SEN ÖLME”!!! diye feryat edeler.
YARBAY HASAN BEY’İN HZ. MUHAMMED (S.A.V) İLE BULUŞMASI………….
Hepsi O’nu kurtarmak için bir şeyler yapmaya çalışırlar. Hasan Bey, cephe adamıdır, karargah adamı değil ki……. Nice yaralı görmüş nice şehidini kucağında cennete uğurlamış: “EVLATLARIM BENİ HIRPALAMAYIN, AYRILIK VAKTİ GELDİ…ARTIK ELDEN BİR ŞEY GELMEZ,BENİM TOPRAĞIM BURASIYMIŞ ŞEHİT OLURSAM BENİ ŞU DÜŞTÜĞÜM YERE GÖMÜN DE; MEZARIM CEPHENİN SINIRI OLSUN, DÜŞMANA GEÇİT VERMESİN”der……Askerlerini daha fazla teskin etmek için de, “HAYDİ BAKAYIM HEP BERABER 33 DEFA; !!!LA HAVLE VELA KUVVETE İLLABİLLAHİL ALEYİL AZİYM!!! DEYİN” der. Askerlerin gözlerinden yaş, dillerinden dua dökülür. 33 defa tamamlanınca askerlerinin birinden Ezan okumasını ister….. Urfa’lı bir erin okuduğu içli bir Ezan derenin iki yakasında yankılanırken; Mehmetçiklerin yanık ciğerlerinin dumanı da Ezan sesine karışıp arşa doğru dalga dalga yükselir.
Birbirlerini çok seven 17. Alayın Kumandanı ile askerleri arasında ifade etmeseler de veda vakti hızla yaklaşmaktadır. Bunu hepsi yüreklerinin derinliklerinde çaresizce hissetmektedirler.
Tam ezan bitmek üzeredir ki; Alay Kumandanı Hasan Bey:”EVLATLARIM BENİ ÇABUK AYAĞA KALDIRIN, AYAĞA KALDIRIN ”diye telaşlanır. Yüzünde ve halinde hiç ızdırap izi yoktur. Sadece aşırı kan kaybından, güzel yüzü; sarı-beyaz bir renk almaktadır. O’nu isteği üzerine incitmeden ayağa kaldırırlar…Güney yönüne doğru gözlerini meçhule yöneltir, kendini toparlamaya çalışır……..
“NEDEN ZAHMET BUYURDUN YA RESULULLAH! BENİ MAHÇUP ETTİN YA RESULULLAH! BEN DE SANA GELİYORDUM YA RESULULLAH!” der…….O’nu ayakta tutan askerlerinin kucağına yığılır.
Erler meydanında, yiğitler harmanında kahraman Türk subayını Allah’ın Peygamberinin bile karşılamaya geldiğinden hiç şüphe yoktur…………..
Salim DAĞ
Araştırmacı Yazar
0 comments
YARBAY HASAN BEY
Published on 9 Mayıs 2010 Pazar in
Related Posts
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
No Response to "YARBAY HASAN BEY"
Add Your Comment