0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Gelibolu siper savaşlarının tarihin gördüğü en acıklı savaş olduğunu, on binlerce askerin savaştığı düşman askerini bir kere bile göremeden can verdiğini, İngilizlerin tokat üstüne tokat yedikçe Türk siperlerine kurşun yağdırır gibi bombalar yağdırdıklarını, kolların bacakların havalarda uçtuğunu, yerin altının ve üstünün sürekli yer değiştirdiğini, her defasına “tamam bu sefer canlı Türk bırakmadık” diyerek saldırıya geçtiklerini, her defasında Allah’tan başka sığınacak hiçbir şeyleri kalmamış Mehmetlerin kabus gibi tekrar tekrar karşılarına çıktığını...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
*Savaş istatistiklerine göre bir m2′ye 6000 mermi düştüğünü, bu oranın dünya savaş tarihinin en yüksek oranı olduğunu havada iki merminin çarpışma ihtimalinin 600 milyonda bir olduğunu, bu çarpışan mermilerden Çanakkale’de onlarca bulunduğunu savaş gazilerinin “Cehennem diye bir yer vardır biz orayı gördük” dediklerini...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Tüm çıkarma harekatı boyunca İngilizlerin yılan gibi sinsice davranmaya çalıştıklarını, başta Anzak birlikleri olmak üzere diğer tüm sömürge askerlerini hep kendilerine kalkan olarak kullandıklarını ölümün kesin olduğu taarruzlarda öncü siper birlikleri olarak hep bu askerlerin kullanıldığını Mel GIBSON’un gençlik yıllarında başrol oynadığı ”Gallipoli” adlı sinema filminde bu konuya inceden göndermeler yapıldığını...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Bir bölgeye çıkarma yapan 2000 kişilik İngiliz ve Fransız bölüğünün o bölgede bulunan selvi ağaçlarını Türk birliği sandıklarını, hepsinin kaçarak bölgeyi terk ettiklerini, bu olayın yıllar sonra kendi raporlarından ve yazılı kaynaklarından öğrendiğimizi, kimsenin nasıl olup ta 2000 kişinin aynı anda hayaller gördüğünü açıklayamadığını...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Çıkarma beklenmediği için küçük bir takımdan başka hiçbir askeri birliğin bulunmadığı koya çıkan 4000 İngiliz askerine Yahya Çavuş ve arkadaşlarının eski tip piyade tüfekleriyle 18 saat boyunca karşı koyduğunu, mermi israfı yapmamak için asla tek dolaşan hedeflere ateş edilmediğini, neredeyse hiçbir mermi israfının yapılmadığını, adamların orada çakılı kaldığını, bir santimetre ilerleyemediklerini, takım komutanlarının üstlerine telsizlerinden verdikleri raporlarda karşılarında kalabalık bir makineli tüfek (!) birliğinin bulunduğunu bildirdiklerini, dışarıdaki kıyımı gören
İngiliz askerlerinin çıkmak istemediklerini bunun üzerine komutanlarının onlara arkalarında ateş ederek zorla savaşmaya gönderdiklerini havadan savaşın seyrini takip etmekle görevli bir İngiliz pırpır uçağının pilotunun kıyıdan 50 m kadar açığa kadar denizin kıpkırmızı kan ile dolduğunu gördüğünü, bunun hayatında gördüğü en korkunç şey olduğunu söylediğini ve muhtemelen aklını oynattığını...
Ezineli Yahya Çavuş ve arkadaşlarının hepsinin orada şehit olduğunu bu çarpışma ve şehadetin belki de savaşı kurtardığını, bu bölgeye çıkarma yapıldığını haber alan diğer birliklerin bölgeye yetişmesi için gereken zamanın kanla kazanıldığını...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Çanakkale savaşlarındaki en büyük askeri dehaların Mustafa KEMAL ve Esat Paşa olduğunu, düşmanın her hamlesini doğru tahmin ettiklerini, yaptıkları kritik hamleler ve aldıkları cesur kararlarla savaşın seyrini değiştirdiklerini, gelişen olaylar neticesinde askerlerinin de yüksek güvenini ve hayranlıklarını kazandıklarını, bir işaretleriyle emrindekilerin hiç düşünmeden ölüme koştuklarını İngiliz ve Fransız
Kurmaylarının bu kadar zor şartlarda çarpışan Türk ordusunun bu kadar akıllıca sevk ve idare edilebilmesine anlayamadıklarını, zaten onların tüm savaş boyunca olan biten hiçbir şeyi anlayamadıklarını...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Türk ordusunun başındaki Alman Liman Von Sanders Paşa’nın çıkarma beklenen bölgeleri kasıtlı olarak yanlış hesapladığı, İngilizleri ve Türkleri olabildiğince birbirine kırdırarak İngilizlerin dikkatini bu bölgeye çekmeyi, bu sayede Avrupa’da savaşan Alman askerlerinin karşısında daha zayıf bir askeri güç olmasını ve Alman birliklerini rahatlatmayı amaçladığını, bu gizli hesabın her iki taraftan da 500 bin cana mal olduğunu, bunun ispatlanamamış bir iddia olduğunu, Tüm savaş boyunca Liman Paşanın hiçbir askeri tahmininin tutmadığını, aradan yüz yıl geçmesine rağmen bu şüphenin hala kafaları kemirdiğini...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
İngilizlerin çıkarma harekatını ellerine yüzlerine bulaştırdıklarını, akıntı ve hava durumu dahil yaptıkları hiçbir hesabın tutmadığını, aralıklarla çıkmaları gereken geniş kumsala değil, dar bir koya ve kalabalık bir şekilde çıkmak zorunda kaldıklarını, karşılarında ise Ezineli Yahya Çavuş ve 62 kişilik takımı dışında hiçbir birliğimizin olmadığını...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Mısırda toplanan askerlerin kayıtlarını tutan bir katibin sürekli “Australia and New Zealand Army Company/ Avustralya ve Yeni Zelanda Ordu Birliği” yazmaktan sıkıldığını pratik bir çözüm olarak bu kelimelerin baş harflerini alarak *ANZAC* kısaltmasını bulduğunu, bu kısaltmanın dünya tarihine geçtiğini...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
İngiliz-Fransız ortaklığının boğazı donanmayla geçemeyeceklerini anlayınca onlara geçit vermeyen Türk topçularını arkadan ele geçirerek temizlemek için çıkarma harekatı yapmaya karar verdiklerini, bunun için Mısır’da piramitlerin dibinde, sömürgelerinden getirdikleri on binlerce askeri toplayıp “Nasıl olsa orada Türklerle işimiz çok kolay olacak” diyerek bu askerlere baştan savma bir eğitim verdiklerini, burada toplanan askerlerin 16 farklı ülkeden geldiğini, aralarında müslümanların bile olduğunu, daha sonra bu askerlerin savaş esnasında kandırıldıklarını anlayıp taraf değiştirdiklerini, burada toplanan askerlerin büyük çoğunluğunun çapulcular gibi davrandığını, kahire
sokaklarında yapmadıkları rezilliğin kalmadığını...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
İngilizlerin 18 Mart faciasının suçlusu olarak mayın taramacıları sorumlu tuttuğunu, hepsinin kurşuna dizdirildiğini, savaş bittikten yıllar sonra her iki ordu arşivleri açıklanıp gerçekler öğrenilince bu askerlerin ailelerinden özür dilendiğini, tazminat ödendiğini, iade-i itibar yapıldığını ve şerefli birer asker olarak öldüklerini ilan ettiklerini...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Cumhuriyet kurulduktan çok sonra Mustafa KEMAL’in Edremit’i ziyareti sırasında Seyit Onbaşıyı sorduğunu ve Kaymakam dahil kimsenin bilmediğini Kaymakamın Seyit Onbaşı’yı Mustafa KEMAL’in huzuruna çıkarmadan önce kılığını beğenmeyip, traş ettirip takım elbise giydirdiğini, bu olayın Mustafa KEMAL’i derinden yaraladığını Kaymakam dahil orada bulunan herkesi azarladığını Seyit Onbaşının ölene kadar ormancılık yaparak sefalet içinde perişan yaşadığını...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Bu olayın ertesinde bölük komutanının Seyit Onbaşıyı çağırttığını, aynı mermiyi kaldırmasını istediğini ancak Seyit Onbaşının bunu başaramadığını bunun üzerine Komutanın “Bu merminin tahtadan bir maketini getirsinler, bu yiğidin fotoğrafını çeksinler” diye emir verdiğini, bu fotoğrafın hepimizin çok iyi bildiği ve Seyit Onbaşının günümüze ulaşan tek fotoğrafı olduğunu...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Edremitli Seyit Onbaşının, topun ağzına mermi süren vinç tesisatı bombardımanda kullanılamaz hale gelince “Ya Allah Bismillah” diyerek üç tane 275 kiloluk mermiyi tek başına arka arkaya kaldırarak yatağa sürdüğünü ve ateşlediğini, bu işlemi yapabilmesi için her defasına üç basamaklı metal bir merdivenden çıkması gerektiğini, üçüncü atışta İngilizlerin “Ocean” zırhlısının dümenini parçaladığını, dümeni kırılan “Ocean”ın sarhoş bir serseri gibi mayınlara sürüklendiğini bir mayına çarparak havaya uçtuğunu ve
yirmi dakika içinde battığını...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Donanma boğazı geçmeye başladığında düşük top menzilli Fransız gemilerinin taktik gereği tabyalarımızı şaşırtmak için öncü atışlar yaptıklarını daha sonra arkalarından gelen uzun menzilli İngiliz gemilerine yol açmak için kenara kaydıkları bu kayma esnasında kıyıya paralel yerleştirilen mayınlara çarptıklarını, büyük bir panik yaşandığını, ortalığın karıştığını, gemilerin birbirine girdiğini, 200 yıldır yenilmeyen dünyanın en büyük donanmasının iki saatte dağıldığını Türklerin batan düşman gemilerindeki savunmasız askerlere ateş etmeyi bıraktıklarını ve diğer gemilere ateş ettiklerini bunu gören İngiliz komutanlarının muhtemelen kendileri tersini yapmış olacakları için olaya bir anlam veremediklerini her fırsatta bize insan hakları, medeniyet, modernite tokatları patlatanların o gün aldıkları bu insanlık dersi karşısında şok geçirdiklerini...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Osmanlı Devletinin elinde sadece 26 deniz mayını kaldığını, Nusret (Yardım) gemimizin kaptanının (Tophaneli Hakkı Binbaşı ) mayınları nereye ve ne zaman bırakması gerektiğini bir gece önce rüyasında bir yüce kişi tarafından kendisine bildirildiğini, bu mayınların hiç akla gelmeyecek biçimde Ertuğrul koyunda kıyıya paralel olarak döküldüğünü, ingilizlerin boğazı defalarca dikine kontrol etmelerine rağmen bu mayınları tespit edemediklerini çünkü Nusret’in bu mayınları son mayın kontrolünden sonra sabaha karşı bıraktığını...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Bu tehlikeli gelişmeler karşısında devleti yönetenlerin başkenti Eskişehir’e taşımayı düşündüğünü, hatta gerekli binaların ayarlandığını, gitmesi için teklif götürülen devrik Sultan Abdülhamid’in bu teklife şiddetle karşı çıktığını, “Biz İstanbul’u alırken Bizans İmparatoru kanının son damlasına kadar savaştı ve öldü Ben ondan daha mı az şerefliyim! Gelirlerse burada savaşır ve ölürüz” dediğini, bu sözler üzerine payitahtın utandığını ve İstanbul’da kalmaya karar verdiğini...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Yüzlerce yıl Osmanlının ekmeğini yemiş olan ve Osmanlıdan sadece saygı ve hoşgörü görmüş olan gayr-i müslimlerin ( özellikle Rum ve Ermeniler), İngiliz-Fransız donanmasının gelmekte olduğunu haber alınca İstanbul’da sevinç gösterileri yaptığını...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Şair deyince insanların aklına terbiye, iman ve insanlık sahibi yüce kişiliklerin geldiği (Mehmet Akif ERSOY gibi), ingiliz şairlerin de (hem de yüksek ideallerle) savaşa katıldığını, bu ideallerini günlüklerinde “Lokum ve halıları yağmalamak, Ayasofya’nın çinilerini sökmek, İstanbul’un en güzel lokantalarında balık yemek” olarak yazdıklarını...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
Agamemnon’un yaşadığı topraklarda doğmasına rağmen kanının son damlasına kadar Türk olan ve kendisini Anadolulu hisseden Mustafa KEMAL’in Çanakkale zaferi sonrası öldürülen Truva kahramanını ”Hektor’un İntikamını Aldık” diyerek unutmadığımızı ve Truvalıların bizim için ne anlama geldiğini en güzel şekilde ifade ettiğini...
0 comments
Bilmiyorsunuz tarih kitaplarında yazmıyor çünkü...
Published on in
İngiliz-Fransız donanmasının seksen parça gemiyle boğaza saldırdığını, gemilerden birinin adının *”Agamemnon”* olduğunu, Agamemnon’un binlerce yıl önce Truva’ya saldıran Yunan ordusunun kalleşçe yöntemler kullanan komutanının adı olduğunu...
0 comments
Biliyor musunuz ?
Published on in
0 comments
Biliyor musunuz ?
Published on in
Padişahın “Cihad” ilanını duyan ve Avustralya’da yaşayan iki zenci müslümanın, Türklerle savaşa giden birliğe ateş açtığını ve orada şehit edildiklerini, Orada bulunan ve olayı yaşayan Avustralyalıların bu olayın nedenini uzun süre anlayamadıklarını...
0 comments
Biliyor musunuz ?
Published on in
İkinci çıkarma için savaşa giden bir Avustralya askerine nereye gittiğini soran bir yaşlı adama “Türkler buraya gelip yerleşecekler, onları öldürmeye gidiyoruz” dediğini, bu söz üzerine yaşlı adamın binlerce kilometrekarelik çöle doğru baktığını ve “Eee gelsinler ne olacak ki burada yer çok” dediğini...
0 comments
Biliyor musunuz ?
Published on in
Avustralya’nın ve Yeni Zelanda’nın gençlerinin “Avrupa’yı Almanlardan kurtarmak ve Avrupa’nın özgür kalmasını sağlamak” propagandasıyla toplandığını, bu gençlerin daha önce Gelibolu denilen yerin adını bile duymadıklarını...
0 comments
Biliyor musunuz ?
Published on in
Sultan Abdülhamid’in olayları kırk yıl önceden görerek Çanakkale’deki tabyaları güçlendirdiğini ve elden geçirdiğini, Bazı yeni tabyaları inşa ettirdiğini, O’nun yaptığı çalışmaların belki de savaşın seyrini değiştirdiğini...
0 comments
Biliyor musunuz ?
Published on in
Enver Paşa’nın Alman hayranlığının bize 500 bin vatan evladına ve bir
imparatorluğun tasfiyesine neden olduğunu, Almanlarla yapılan gizli
anlaşmanın kabinedeki bakanlardan bile gizlendiğini, aradan yüz yıl
geçmesine rağmen yabancı hayranlığı hastalığımızın geçmediğini, sadece
hayran olunanların değiştiğini...
0 comments
Biliyor musunuz ?
Published on in
Aç ve perişan halkın dişinden tırnağından artırarak devletine kazandırmak
istediği ve parası peşin ödenmiş iki savaş gemimize ingilizlerin göz
göre el koyduğunu, tüm ültimatomlarımıza rağmen paramızı geri ödemediklerini ve bu gemilere daha sonra askerlerini doldurarak Çanakkale’ye yolladıklarını...
0 comments
Çanakkale'nin sorunları
Published on in
İlk yorumu biz yapalım istedik. Çanakkale'de yaşayanlar olarak en çok yaşadığımız sorunları bir kaç başlık altında topladık.
1-Trafik ve otopark sorunu
2-Yatırımcı sayısı az
3-Turizmden hak ettiği geliri alamıyor
4-Tarımsal sanayi kuruluşu da az
5-Çanakkale'den adalara, tarihi yerlere hatta ilçelere deniz yoluyla ulaşım gelişmemiş
6-Havalimanına da değişik boyutlarda uçakların inebilmesini sağlayarak, uçuşu rekabete açmak için çalışmalar tamamlanmalı.
7-Esnaf tek bir kuruş teşvik alamadı Çanakkale, toplu alışveriş merkezlerinin çevresinde dönüyor
8-Çanakkale’de, dünyanın gözünü çevirdiği törenler yapılıyor. Bir Anzak koy çıkarmasının yıl dönümünde, dünya basını kenti mercek altına alıyor. Bu kente bu tarihlerde yolunuz düşerse, otel ve motellerinde kalacak yer bulamıyorsunuz. Dünyanın insanı kente geliyor. Turizm, tarih ve kültür kentisin, misafirini ağırlayacak tesislerin yetersiz
9-Karayolu ulaşımı çok kötü ve İstanbul, İzmir, Bursa bağlantı yolları düşük kalitede
10-Kentte büyük işsizlik var
Bu sorunlar Çanakkale' yi bir kapalı kutu şekline sokmuş, bir türlü gelişememiş
Emekli, memur kenti olmanın dışına çıkamamış.
Kentte en çok gelişen herhalde inşaat sektörü olsa gerek...Her yer inşaat halinde yapılarla dolu, özellikle Esenler ve Barbaros Civarı. Kentte yerleşik halde bulunan hemen hemen herkesin bir dairesi mevcut. Kiracı bulmak daha zor sanki. Kiracılar daha çok subay, polis ve öğrencilerden oluşuyor.
Bu sorunların çözülmesi ne zaman olur ne kadar sürer bilinmez ama yakında boğaz köprüsü olunca her şey iyice çıkmaza girecek özellikle trafik ve turizm...
Herkese güzel ve keyifli günler dileriz...
0 comments
Yorumlarınızı bekliyoruz
Published on in
Sizce Çanakkale'nin en büyük sorunu nedir ? Neden ?
0 comments
Yorumlarınızı bekliyoruz
Published on in
Çanakkale'nin coğrafi yapısı, tarihi, kültürü eğitim seviyesi yüksek olmasına rağmen yatırımcı sayısı az sizce bunun nedeni ne olabilir ?
0 comments
Tarihte Bugün Atatürk: 3 Mayıs
Published on in
1920 - Sağlık Bakanlığının Kuruluşu.
1921 - Güney ve Batı cephelerinin birleştirilerek İsmet Paşa'ya verilmesi. İstanbul'da gizli olarak kurulan ''Müdafaa-i Milliye'' teşkilatının Ankara Hükümeti tarafından resmen tanınması.
1934 - Kayseri Uçak Fabrikasında yapılan ilk parti 6 avcı uçağından biri, 50 dakikalık uçuşla Kayseri'den Ankara'ya geldi.
1935 - Atatürk'ün, Türkkuşu'nun hizmete açılışı nedeniyle Etimesgut Hava Alanı'nda yapılan törende konuşması: ''...Türk çocuğu! Her işte olduğu gibi, havacılıkta da, en yüksek düzeyde, gökte seni bekleyen yerini, az zamanda dolduracaksın!''
0 comments